Spread the love

Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST) tarafından sosyolog Mustafa Eren koordinatörlüğünde yürütülen Özel İhtiyaçları Olan Mahpuslar Projesi sona erdi. Projenin sonuç raporu 7 Kasım 2013 tarihinde, TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Şubesi’nde düzenlenen bir basın toplantısı ile açıklandı. Sonuç raporu içerisinde engelli mahpuslara ilişkin de ciddi tespitler yapılıyor.

Raporun engelli mahpuslara ilişkin kısmını okuyucularımızla paylaşıyoruz:

Özel İhtiyaçları Olan Mahpuslar Projesi Sonuç Raporu’ndan Engelli Mahpuslar Bölümü: 

Engelli Mahpuslar

1- Bakanlık engelli mahpuslara ilişkin istatistiki veriden yoksundur.

2002 tarihinde açıklanan ve Devlet Planlama Teşkilatı koordinatörlüğünde Devlet İstatistik Enstitüsü ile Özürlüler İdaresi Başkanlığınca yürütülen Türkiye Özürlüler Araştırması’nda Türkiye’deki engellilerin oranı yüzde 12.29 olarak belirtilmektedir. Devlet kurumları tarafından koordine edilen, yürütülen bu araştırmaya göre Türkiye’deki her 100 insandan yaklaşık 13’ü engellidir. 8 Temmuz 2013 tarihli bilgi edinme başvurumuza gelen cevapta ise Türkiye genelindeki ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde 115 engelli tutuklu ve hükümlü bulunduğu ifade edilmektedir. 130.000’in üzerinde mahpusun bulunduğu hapishanelerde bu sayı yüzde 1’den dahi az bir orana denk düşmektedir. Bu durum, Adalet Bakanlığı’nın engellilik tanımını dar tuttuğu izlenimi yaratmaktadır.

Genel Müdürlüğün bilgi edinme başvurumuza verdiği cevaba göre, Türkiye’deki ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde zihinsel engelli 6 tutuklu ve hükümlü bulunmaktadır. Birleşmiş Milletler’in de dikkate aldığı ve uyguladığı “akli engellilik” kriterleri hem “psikiyatrik engelleri” hem de “zihinsel engellilik” durumunu kapsamaktadır. “Akli engellilik” tanımının içerisine giren “psikiyatrik engeller” şizofreni ve bipolar bozukluk gibi belli başlı hastalıkları içerdiği gibi psikososyal rahatsızlıklar da denilen hafif kaygı düzensizlikleri gibi daha küçük ölçekli akıl sağlığı problemlerini” kapsarken “zihinsel engellilik” ise “öğrenme, dil ve motor veya sosyal yetenekler gibi alanlarda yeteneklerin veya tüm zekanın zayıflığı ile nitelenen aklın durağın veya yetersiz gelişimi durumu” için kullanılmaktadır. Bakanlık, “zihinsel engellilik” için hangi kriterleri dikkate almaktadır bilinmemektedir.

Yine bilgi edinme başvurumuza verilen cevaba göre “süreğen hastalıklar” engellilik olarak değerlendirilmemektedir. Yukarıda da atıf yapılan, devlet kurumları tarafından yürütülmüş olan 2002 tarihli Türkiye Özürlüler Araştırması’nda ise süreğen hastalıklar “kan hastalıkları, kalp- damar hastalıkları, sindirim sistemi hastalıkları, idrar yolları ve üreme organı hastalıkları, cilt ve deri hastalıkları, kanserler, endokrin ve metabolik hastalıklar, ruhsal davranış bozuklukları, sinir sistemi hastalıkları, HIV” olarak açıklanmakta ve engellilik kapsamında istatistiklere dahil edilmektedir. Adalet Bakanlığı’nın süreğen hastalıkları, engellilik kapsamında değerlendirmemesi varolan istatistikleri eksik kılmaktadır.

Öneri: Engelli mahpuslara ilişkin sağlıklı istatistiki verilerin tutulabilmesi için engelli dernekleriyle ortak çalışmalar yürütülmeli ve öncelikle istatistiki verilerin kriterleri oluşturulmalı ve istatistikler bu kriterler çerçevesinde oluşturulmalıdır.

2- Gerçekleştirilen hapishane ziyaretleri göstermiştir ki hapishaneler mimari açıdan engellilere uygun inşa edilmemiştir. Asıl önemlisi yeni inşa edilen hapishaneler de engellilere uygun olarak inşa edilmemektedir.

En basitinden, Türkiye’de özellikle 1980 sonrası inşa edilen neredeyse bütün hapishane tipleri iki katlı binalar halindedir. Bu binalarda koğuş tek katlı olsa dahi, atölyeler, işlikler, bazı hapishane tiplerinde ziyaret kabinleri, revirler üst katlarda yer almaktadır. Yani iki kat üzerine inşa edilen bu hapishanelerde gerekli donanım da olmadığından görme engelliler ve ortopedik engelliler koğuşları ve çıkabilirlerse havalandırmalarına hapis durumdadır ve ortak kullanım alanlarının çoğunu kullanamamaktadır. Kaldı ki 2000 sonrası inşa edilen F, L ve T tipi hapishanelerde ise “oda”ların  büyük bölümü iki kat halindedir. Alt kat banyo, lavabo ve masa, sandalyenin bulunduğu yaşam alanı üst kat ise yatakların bulunduğu bölümdür. Bu modelin kendisi engelli mahpusların göz ardı edildiğini göstermektedir. Yine bu hapishanelerde ortak yaşam alanlarının, atölyelerin önemli bir kısmı üst katlardadır.

Türkiye’deki hapishanelerin birden fazla katlı olmaları aşikar ve bilinir bir durum iken Adalet Bakanlığı engelli mahpuslara ilişkin iki bilgi edinme başvurusuna da “Ülkemiz genelinde 360 ceza infaz kurumu bulunmaktadır. Bu kurumlar çok katlı olmadığından, engellilerin yaşam şartlarına mani bir durum bulunmamaktadır.” şeklinde cevap verebilmiştir. Bu durum, Bakanlığın, engellilik ve erişilebilirlik konularına uzak olduğunun bir göstergesi olarak okunabilir.

Öneri: Uluslararası anlamda erişilebilirlik kriterleri belirlenmiş durumdadır. Projede beraber çalıştığımız engelli dernekleri bu kriterlere vakıf durumdadır ve kurumların erişilebilirliğine dair gözlem ve izleme faaliyetleri de yürütmektedirler. Bakanlık ve Genel Müdürlük, engelli derneklerinin hapishanelerin erişilebilirliğine dair izleme yapmasına izin vermeli, çıkacak rapor doğrultusunda neler yapılabileceğini belirlemelidir.

3- Hapishanelere yapılan ziyaretler göstermiştir ki sadece hapishane binalarının içi değil, dış duvarlardan itibaren avluları da engelliler için uygun değildir. Örneğin görme engelliler için hiçbir kabartma zemin düşünülmemiştir veya tekerlekli sandalye kullanan ya da düz zeminde yürümesi gereken ortopedik engelliler için yollar düzenlenmemiştir. Engelli derneklerinden katılımcılarla yapılan ziyaret sırasında engelli katılımcılar binanın girişine kadar zaman zaman iki kişinin birden yardımına ihtiyaç duyarak ilerlemek zorunda kalmışlardır.

Öneri: Engeli ziyaretçiler ve engelli mahpusların hapishaneden hastane ve mahkemeye gidiş gelişleri de düşünülerek hapishane avluları da engelliler açısından erişilebilir kılınmalıdır.

4-Engelli mahpusların kullanmak zorunda olduğu bir takım ihtiyaçları söz konusudur. Örneğin ortopedik engelli ve tekerlekli sandalye kullanan bir mahpusun özel yastık kullanması, felç bir mahpusun vücudunda yaralar çıkmasını engelleyecek bir yatak kullanması, kısmi felç bir engellinin egzersiz için kullanacağı bir takım aletler gibi. Proje çalışması süresince ve hapishane ziyaretleri sırasında kişinin sağlığın ve yaşam kalitesini doğrudan etkileyen zaruri bu ihtiyaçların bazılarının devletin ödeme kapsamında dışında tutulduğu tespit edilmiştir. Bir hapishane yetkilisi, bu tip ihtiyaçların karşılanmasının, ancak hayati öneme haiz bir zorunluluk olduğuna dair rapor alınabilmesiyle mümkün olduğunu, bu konudaki protokolün bunu gerektirdiğini belirtmiştir.

Öneri: Hasta ve engelli mahpusların karşılanabilir ihtiyaçlarını belirleyen protokol, engelli derneklerinin görüşleri alınarak ve katılımıyla yeniden düzenlenmeli, sadece hayati öneme haiz  zorunluluk değil, kişinin yaşam kalitesi de dikkate alınmalıdır.

5- Hapishaneler ve engelliler meselesi sadece engelli mahpuslarla sınırlanamayacak kadar önemlidir. Hapishanelerde engelli personel istihdamı da gerçekleştirilmekte ve engelli personel istihdamının gerektirdiği çalışma koşulları oluşturulmadığında sorunlar yaşanmaktadır. Hapishane ziyaretleri sırasında görme engelli bir personelin hapishanede istihdam edildiği ancak mekan ve donanım eksiklikleri nedeniyle atıl vaziyette, hapishane dışında, otopark bölümünde bekletildiği görülmüştür. Kağıt üzerinde engelli istihdamı gibi görünen bu durum, engelliyi pahalı bir istihdam, bir yük olarak görmekte ve atıl tutmaktadır.

Öneri: Hapishaneler, engelli istihdamı açısından da gözden geçirilmeli, engellilerin atıl kalmaması yönünde tedbirler alınmalı ve iş alanları buna göre düzenlenilmelidir. Örneğin, görme engelli istihdamının yapıldığı hapishanede, kabartma zemin, sesli ikaz gibi hiçbir düzenleme yapılmadığı gibi, görme engelli kişinin rahatça çalışabileceği santral de üst katta olduğu için engelli istihdamına uygun değildi.

6- Hapishaneler ve engellilik konusunun bir diğer ayağını ise engelli ziyaretçiler oluşturmaktadır. Çalışma kapsamında kendisine ulaşılan ortopedik engelli iki engelli ziyaretçinin anlatımları insanlık onuruyla bağdaşmayacak uygulamaların varlığını göstermektedir. Tekerlekli sandalye kullanan bu iki mahpus yakını da hapishaneye giriş sırasında, duyarlı kapıdan geçebilmek için tekerlekli sandalyelerinden indirildiklerini ve duyarlı kapıdan sürünerek geçmek zorunda kaldıklarını ifade etmişlerdir.

Öneri: Hiçbir güvenlik kaygısı bu ve benzeri uygulamaları haklı çıkaramaz. Bu uygulamayı ortadan kaldıracak tedbirler düşünülmelidir. Bakanlık gerekirse duyarlı kapıdan ötmeden geçebilecek materyallerden yapılmış bir tekerlekli sandalyeyi bu tür durumlarda kullanılmak üzere almalı ve ortopedik engelli ziyaretçiler bu sandalyeyi kullanarak duyarlı kapıdan geçebilmelidir.

7- Hapishane ziyaretleri, görüşülen mahpusların anlatımları ve yapılan bilgi edinme başvurusu sonucu görülmüştür ki ring araçları engellilerin kullanımına uygun değildir. Ortopedik engelli bir mahpusun her mahkeme ve hastane ziyareti sırasında bu araçları kullanmak zorunda kalması tasavvur edilmesi dahi zor güçlükler yaratmaktadır.

Öneri: Ring araçları engellilerin kullanımına uygun olarak yeniden düzenlenmeli, engelli mahpusların kullanabileceği hale getirilmelidir. Bu gerçekleştirilene kadar, kendilerine eziyet anlamına gelen ringlerin kullanımı yerine mahkeme ve hastaneye ambulanslarla götürmek gibi geçici çözümler düşünülebilmelidir.

8- Yapılan hapishane ziyaretleri sırasında tespit edilen bir başka durum ise yangın, deprem gibi acil durumlar için oluşturulmuş olan bir acil durum planının olmayışıdır. Bu eksiklik tüm mahpusların yaşamını tehlikeye atmaktadır. Hapishanelerde gerçekleşen yangınlarda gerekli acil durum ve tahliye planının olmayışı nedeniyle mahpusların yaşamlarını yitirdiği örnekler söz konusudur. Bir acil durum ve tahliye planının oluşturulması tüm mahpuslar için olduğu kadar personel için de hayati önem taşımaktadır. Engelli mahpusların ise bu eksiklikten daha doğrudan etkileneceği aşikardır. Tüm hapishaneler için bir acil durum planı oluşturulmalı ve bu plan oluşturulurken engelli mahpusların durumları da gözetilmelidir.

9- Proje süresince yapılan çalışmalar göstermiştir ki; engelli mahpusların, engellilik konuları ve durumları faklı mimari, yasal ve idari düzenlemeler gerektirmektedir. Her bir engellilik durumu, kendilerine özgü ihtiyaçlar doğurmaktadır ve hapishaneler her bir engellilik durumu için farklı bir bakış açısıyla gözden geçirilmeli, ihtiyaçlar buna göre belirlenmeli ve erişilebilirlik standartları buna göre oluşturulmalıdır. Görme engelli dernek temsilcisinin de katılımıyla yapılan hapishane ziyareti sırasında, bu temsilcinin kendilerinin yazarak mektuplaşamayacağı dikkate alındığında hapishane ses kayıt cihazı kullanmalarına izin verilmesini talep etmesi bu durumun basit bir örneğini oluşturmaktadır (Bu talebe karşılık, hapishane idaresi, var olan yasa ve yönetmelikler gereği hapishanede ses kayıt cihazı kullanmanın mümkün olamayacağını belirtmiştir). Bir diğer basit örnek ise görüşme kabinlerindeki oturakların sabit olmasıyla ilgilidir. Dolayısıyla tekerlekli sandalye kullanan bir engelli mahpus bu kabine giremeyecek, sabit olan oturağın arkasında duracak, zaten çift cam olan görüş kabininin normal mesafesine ek olarak yaklaşık yarım metre daha uzaktan ziyaretçisiyle konuşmak zorunda kalacaktır.

10-Tekrara düşmek pahasına ifade etmek gerekir ki hapishanelerde engelliler gözetilerek yapılacak olan düzenlemelerin “göstermelik” olmaması, erişilebilirliği arttırması isteniyorsa engellilik konusunda bilgi, birikim ve tecrübe taşıyan engelli dernekleriyle beraber çalışılmalıdır. Konunun özneleri dışarıda bırakılarak yapılacak her düzenleme sorunlu olma olasılığı taşımaktadır.

Engelli dernekleriyle yapılan hapishane ziyareti sırasında, boy turnikesinin hemen yanında, engelliler için açılmış olan kapının yerden yüksekte bulunduğu, önüne konulan rampanın tekerlekli sandalye kullanan bir engellinin kendi başına çıkmasına olanak sağlayacak standart eğimden fazla olduğu ve daha da önemlisi hemen arkasında taş merdiven bulunduğu tespit edilmiştir. Tekerlekli sandalyedeki iki dernek temsilcisi ancak 2 kişinin yardımıyla rampadan çıkabilmiş ve 4 mahpusun kendilerini tekerlekli sandalye ile beraber göğüs hizasına kadar kaldırıp taş merdivenin diğer tarafına almasıyla hapishaneye girebilmişlerdir. Sözde engelli mahpusların girişi için açılmış olan bu kapı engellilere uygun değildir. Bu tür hatalara düşülmek istenmiyorsa engelli derneklerinin düzenlemelere katılımı sağlanmalıdır.

***

Özel İhtiyaçları Olan Mahpuslar Projesi Sonuç Raporu’nun tamamına aşağıdaki linkten ulaşabilmeniz mümkün:

Özel İhtiyaçları Olan Mahpuslar Projesi Sonuç Raporu